Kentsel Dönüşüm Eşit Midir İleri Dönüşüm?

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, kentsel dönüşümü; bir kentin sorunları ve ihtiyaçları doğrultusunda, o kentin ekonomik, toplumsal ve mekânsal özelliklerine uygun çizilen yol haritası olarak tanımlar. Buna göre, kentsel dönüşüm, insan odaklı bir uygulamadır ve amacı, yaşanılabilir kentler oluşturmaktır.

Türkiye’de, kentsel dönüşüm; uygulama alanının yaşam güvenliği açısından riskli bir bölge olması, zemin durumu, mülkiyet sahiplerinin isteği, bölgedeki altyapı ve ulaşım eksikliği, imar ve mülkiyet problemleri, fiziki ve sosyal donanım yetersizliği, arsa bedellerindeki problemler, nitelikli konut alanı ihtiyacı gibi durumlarda devreye giriyor.

Türkiye’deki şehirlerin değişmesi ve yenilenmesi, hiçbir şey için değilse bile olası bir afet durumuna, özellikle de depreme hazırlıklı olabilmeleri açısından şart. Elbette ki bu yenileşme süreci, şehre kimliğini kaybettirirse, sırf rant uğruna, eskisine ve içindeki insana zarar vererek, yıkarak yerine yenisini getirirse anlamını sıfırlıyor. Dolayısıyla, bu ‘’yenilemek’’ kavramını, ‘’iyileştirmek’’le eşleştirmek gerekiyor; ‘’yıkmak ve yenisini yaratmak’’la değil… Elbette ki yenileme ve sağlamlaştırma, fiziksel olarak bir yıkım ihtiyacı doğuruyor. Ancak bu yıkım, şehrin ya da dönüşümü gerçekleşecek semtin kimliğinde ve insanında vuku bulmamalı. Bunun ötesinde, eski gecekonduların yıkılıp yerine yenilerinin yapılması, eski düzensizliğin yok edilip, bir süre göz boyamak suretiyle, yerine yeni düzensizliklerin inşa edilmesi de dönüşümü haksız kılar. Kısa seneler sonra yenisini mecbur kılan bir kentsel dönüşümü, dönüşüm olarak nitelendirmek ne kadar doğru olur ki?

Kentsel dönüşüm, problemli ancak gerekli önlemlerin alınmasıyla kolayca güzelleşmesi muhtemel bir yüzünü de Kağıthane’de gösteriyor. Kentsel dönüşümün başladığı bu semtte mülk sahiplerinin kapısını rant sevgisiyle yanıp tutuşan vatandaşlar çalmaya başladı. Farklı fiyatlandırmalarla kat maliklerinin kafasını karıştıran bu rant severlere dur demek belediyenin elinde… Bunun için her şeyden önce belediyenin denetim mekanizmasının dört dörtlük işler duruma getirilmesi gerekiyor. Fiyatlandırmalarda standartlaştırılmaya gidilmesi ve bundan her kat malikinin haberdar edilmesi; bu sistemin baştan ayağa kusursuz ilerleyebilmesi için de yalnızca bu sorunlarla ilgilenen ve çözümleri için çalışan özel bir masa ya da birim tayin edilmesi gerekiyor.

Kentsel dönüşümün misyonu gereği; geri değil, daima ileri dönüştürmesi, hepimizin umudu ve ihtiyacı… Bu bağlamda, vatandaşın da takip eden ve haklarının farkında olan, bu haklarının peşine düşen bir tavra bürünmesi, sorgulayan bir düşünce-davranış yapısına sahip olması elzem.

Hal böyle olursa, Türkiye için nice ileriye dönüşen kentlere…

Bu gönderiyi paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir